Aziz Vatandaşlarım,
Milletimizin ağır bir ihanete, vatanımızın hain bir işgal girişimine uğramasının üzerinden yedi yıl geçti. 15 Temmuz gecesi, Cenab-ı Allah’ın yardımı, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde aziz milletimizin cesareti ve duası ile vatanımıza, bayrağımıza, ezanımıza ve milletimizin iradesine sahip çıktık.
Bir olduk, birlik olduk… Millete namlusu çevrilen tanklar karşımızda birer oyuncak, mermiler ise çiçek oldu. Mermilerin üzerine yürüdük, tankların önüne yattık. O gece ‘dönmek yok’ diye çıkılan evlere şehit haberleri ulaşsa da metanetimizi koruduk; vatanımızdan namert elleri uzak tutmanın sevincini en derinden hissettik. Çok Şükür!
Milletimizin maneviyatının ne kadar kuvvetli olduğunu Çanakkale’de bizlere ispatlayan atalarımız gibi; biz de 15 Temmuz gecesi atılan bombalara karşı sergilediğimiz vakar duruşumuzla neler yapabileceğimizi gösterdik. Merminin, bombanın, tankın, tüfeğin Türk Milletine geri adım attıramayacağını, Kızıl Elmaya kutlu yürüyüşün asla durmayacağını işte o gün bir kez daha anladık.
Bizler 15 Temmuz Kanlı Darbe Girişimine şahitlik eden Çanakkale şehitlerinin torunları olarak bayrağa, ezana göğsümüzü siper etmeyi tüm dünyaya en güzel şekilde gösterdik.
Kıymetli hemşerilerim,
Tarihimize bir destanın daha yazıldığı o gecenin üzerinden tam yedi yıl geçti. Biliyoruz ki 15 Temmuz’da gerekeni yapan milletimizin önünde hiçbir güç duramayacaktır.
Türkiye Yüzyılında devlet-millet el ele kutlu yürüyüşümüze dünya standartlarına ulaşan savunma sanayimiz, güçlenen bilim ve teknolojimizle devam edeceğiz.
Bu duygularla 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nde şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyor, gazilerimizi de şükranla anıyorum.